Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) Nedir?

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) Nedir?

Obsesif kompulsif bozukluk; obsesyonlar ve kompulsiyonlar ile karakterize bir ruhsal hastalıktır. Günlük hayatı çekilmez hale getirebilen bu ruhsal bozukluk, daha önce anksiyete bozuklukları arasında sayılsa da , son tanısal güncelleme ile bu hastalık kümesinden ayrılmış, DSM-5 tanı kılavuzunda kendine ait bir yer edinmiştir. Toplumda görülme sıklığının %2-%5 civarında olduğu tahmin edilmektedir.

Obsesyon / Kompulsiyon nedir?

Tekrarlayan rahatsızlık verici düşünce dürtü ya da imgelere obsesyon, bu obsesyonlarla baş etmek için geliştirilen davranışlar ya da zihinsel eylemlere ise kompülsiyon denir. Obsesyonlar tipik olarak tekrarlayıcı, inatçı, intruzif ( aniden zihni işgal eden) karakterdedir ve hastalar tarafından uygunsuz , anlamsız hatta saçma bulunur. Obsesyonların yarattığı anksiyeteyi azaltmak için üretilen kompülsiyonlar , aslında obsesif düşünceyi giderebilecek gerçekçi olmayan verimsiz çözüm yöntemleridir. Tekrar tekrar ve belli ritüeller çerçevesinde uygulanması zorunlu hissedilen davranışlardır.

OKB(obsesif kompulsif bozukluk)' nin belirtileri nelerdir?

OKB'nin iki belirti kümesini oluşturan obsesyonlar ve ilişkili kompulsiyonlara şu örnekler verilebilir;

Obsesyonlar

  • Bulaş/Mikrop kapma                                 
  • Kuşku/Zarar Verme/Hata yapma
  • Düzen/Simetri 
  • Dini/ Cinsel/ Saldırganlık obsesyonları

Kompulsiyonlar

  • Temizlik/ El yıkama
  • Kontrol etme
  • Düzenleme/ sıraya koyma
  • Kaçınma odaklı zihinsel ya da bedensel eylemler   *( dini ya da sosyal olarak kabul görmeyecek düşünce yada dürtüler)

Obsesif kompulsif bozukluk tanısı nasıl konur?

Kişide en az 1 obsesyon veya kompulsiyon bulunuyorsa ve bunlarla ilgili uğraşlar günün en az 1 saatlik  kısmını alıyorsa,  ya da 1 saatten az zaman alsa da kişinin işlevselliği belirgin olarak etkilendiyse kişinin OKB olduğu söylenebilir.

Obsesif kompulsif bozukluk tedavisi mümkün mü?

Obsesif kompulsif bozukluğun kalıcı bir tedavisinin olup olmadığı hastalar ve yakınları tarafından en çok merak edilen noktalardandır. Bilişsel davranışçı terapi ve farmakoterapi ( ilaç tedavisi) , benzer etkinlikte oldukları gösterildiğinden, hastanın özelliklerine göre herhangi biri ya da ikisinin kombinasyonu tercih edilebilir. İlaç tedavisinde SSRI grubu ilaçlar birinci tercihtir. Genelde ihtiyaç duyulan dozlar daha fazla ve tedavi süreleri daha uzundur. Tedaviye yanıtsız ileri vakalarda derin beyin stimülasyonu ya da transkranial manyetik stimülasyon gibi yöntemler denenebilir. Diğer nevrotik bozukluklara göre, başka belirtilerle de olsa yeniden nüksetme ihtimali daha yüksektir.